Klasik hat sanatını modern tasarladı

Klasik hat sanatını modern çizgilerle yorumlayan Bilal Akkaya, Türkiye’nin simge projelerini hat sanatıyla tasarlıyor. Hat sanatıyla kurumsal kimlik projelerine de imza atan Bilal Akkaya, bugünlerde “Çizginin Ahengi” başlıklı 18’inci kişisel sergisiyle sanatseverleri selamlıyor. 38 eserden oluşan özel koleksiyon, 31 Ağustos’a kadar ziyarete açık.

23 Ağustos 2021 Pazartesi
 
Hat sanatıyla ilgili olarak alimlerin klasikleşen sözü geçerliliğini koruyor: “Kur’an-ı Kerim Mekke-i Mükerreme’de indi (inmeye başladı), Mısır’da okundu, İstanbul’da ise yazıldı”. Bu yıl vefatının 501. yılında rahmetle anılan Osmanlı hat sanatının kurucusu Şeyh Hamdullah’tan bu yana güzel yazı sanatı olan hattın en seçkin örnekleri İstanbul’da verildi. Aynı geleneği günümüzde de yaşatan sanatçılar var. 
 
ÇİZGİNİN AHENGİ
 
Klasik-geleneksel uygulamalar yanında hattatların meşhur sözüne, “Hat sanatı İstanbul’da tasarlandı” şeklinde bir ilave yapmak da gerekebilir. Çünkü tasarımcı Bilal Akkaya, klasik-geleneksel hat sanatını modern çizgilerle yorumluyor. Hat sanatıyla kurumsal kimlik uygulamalarına imza atıyor. Hat sanatını kreatif tasarımlarla buluşturan Bilal Akkaya, bugünlerde 18. kişisel sergisiyle sanatseverleri selamlıyor. 38 eserden oluşan özel bir koleksiyonu Üsküdar Belediyesi ev sahipliğinde Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde sergiliyor. 31 Ağustos’a kadar ziyaret edilebilecek sergisi vesilesiyle Bilal Akkaya ile özgün sanat çizgisi ve kurumlar için ürettiği özel projeler hakkında konuştuk:
 
KREATİF ÇİZİMLER

Hat sanatında çağdaşlarınızdan farklı eserler üretiyorsunuz. Kendinizi nasıl tanımlıyor ve konumlandırıyorsunuz?
 
Tasarım ve sanatla ilgili yolculuğumuz lise yıllarımızda başladı. Bir ders için yaptığım değişik çizimlerden etkilenen tarih hocamın hat sanatına yönlendirmesi ile 7 yıllık eğitimin ardından icazetimizi aldık. Sonrasında, bu süreçten edindiğimiz tasarım kabiliyeti ve dönemin şartlarıyla, reklamcılık alanında çalışmaya başladık. Kişisel sergilerim 2010’lu yıllardan sonra sanatseverle buluşsa da, 1980’lerden bugüne kadar, reklamcılık projelerimizde kreatif tasarımlarımız ve sanatın ince çizgileri hep bir arada oldu. Özellikle Türk Hava Yolları sponsorluğunda 2012’de Atatürk Havalimanı’nda yaptığımız sergiden sonra, eser üretimine daha büyük bir hızla devam etmeye başladım. Şu an 750’ye yakın özgün tasarımlardan oluşan bir hat sanatı koleksiyonumuz mevcut. İçerisinde çok farklı koleksiyonlar ve kurumsal markalar için hazırladığım özel tasarımlar bulunuyor. 
 
Aldığımız sanat eğitimi ve bunların ışığında iş hayatında kreatif çizimlere yaptığımız görsel katkılar, bugünkü modern sanat çizgimizin oluşmasına kaynaklık eden unsurlar oldu. Özellikle Türkiye’de bizim sanat tarzımıza benzer az sayıda çalışmalar olsa da, uluslararası alanda hat sanatını modern ve daha özgün biçimde yorumlayan bir sanat çevresi mevcut. Bu bağlamda, şahsen klasik hat sanatı eğitimi almış olan ve klasik tarzda eserler de üreten bir sanatçı olsam da, kendimi ‘modern hat sanatı’ alanında eser icra eden bir kişi olarak tanımlayabilirim.

Sanat çizginizin farkını nasıl yorumluyorsunuz? 
 
Biraz önce bahsettiğimiz gibi, sahip olduğumuz bu farklı çizgide, 41 yıllık sanat ve reklamcılık kariyerimin etkisi oldukça büyük. Sürekli tasarım dünyasının içerisinde olmak ve yıllar içerisinde yaptıklarımıza kendi bakış açımızı katarak ilerlemeye çalışmak, sahip olduğumuz ‘farklı’ sanat çizgisinin ana sebepleri olarak söylenebilir. Ben bir sanatçı olarak, bu yolculuğun devam ettiğini de söylemek isterim. Hâlâ her gün yeni konseptler ve farklı sanat eserleri icrası için kafa yormaya devam etmekteyiz. Bu, kimi zaman Ayasofya gibi önemli bir mimari yapıyı yorumlarken oluyor, kimi zaman da farklı projeler için bizlere talepler geldiğinde yeni bakışla bir eser üretimi sürecine girdiğimizde koleksiyonumuza yeni modern eserler eklemiş oluyoruz. Sanatı özgün ve farklı biçimde icra etmek, benim için, 80’li yıllarda başlayan ve sürekli devam edecek olan bir yolculuk diyebilirim. 


Hat sanatının kurumsal projelerdeki yeri nedir?

Günümüzde, birçok kurumsal marka, imajını güçlendirmek için çeşitli kaynakların arayışına giriyor. Bu anlamda, sanat, kurumlara premium bir değer kazandıran önemli bir aracı vazifesi olarak kullanılıyor. Biz de, reklam sektöründeki deneyimimizi arkamıza alarak, kurumlara özel marka-sanat projeleri oluşturuyoruz. Buradaki ana hedefimiz, çalıştığımız markayı özgün ve VIP ölçekte temsil edecek projeler icra etmek. Çünkü, modern hat sanatı tasarımları ile oluşturduğumuz bu özgün sanat konseptleri, genç neslin oldukça dikkatini çekiyor ve markaların modern, gelişimci, özgün bir çizgi çerçevesinde temsilini kolaylaştırıyor. 
 
SİMGE PROJELER

Bazı simge projeleri sanatınızla görselleştirmiştiniz. Onlar hakkında bilgi verir misiniz? 


Ülkemize kazandırılan bazı önemli projeleri hat sanatı ile yorumlama fırsatımız oldu. 
 
* Kontrol kulesi: Bunların en bilinenlerinden birisi, 29 Ekim 2018’de açılışı yapılan İstanbul Yeni Havalimanı için tasarladığımız Kontrol Kulesi. Bu eserimizde, kontrol kulesi formatında bir “Allahuekber” tasarımı icra ettik. Üst kısma da uçağın kalkışını simgeleyen, “Allah (c.c.)” lafzının yer aldığı, uçağa benzer formatta bir eser yerleştirdik.

* Kurumsal kimlik: Bu projeye benzer şekilde, Vakıf Katılım Bankası, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii, Kuveyt Türk Katılım Bankası ve Maarif Vakfı gibi markalar da özel sanat projeleri yaptığımız kurumlardan bazıları. Bu dört kurumun logolarını hat sanatı ile yorumladık. 

* TUSAŞ sanat projesi: Havacılık alanında ülkemizin en önemli markası olan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nin üretmiş olduğu çeşitli hava araçları, sanat projemizin başlangıcında ilham aldığımız kaynaklar oldu. 15 adet hava aracını, hat sanatı ile yorumlayarak, kuruma özel bir koleksiyon kazandırdık. Ayrıca TUSAŞ logosunun da içerisinde yer aldığı toplamda 16 eserden oluşan TUSAŞ özel koleksiyonumuz; merkez binada özel bir galeride sergileniyor.