MÜSİAD ÇERÇEVE DERGİSİ – NİSAN 2014

Hat sanatının tarihi ile ilgili kısaca bilgi verir misiniz?

Hat sanatı, geleneksel İslam sanatları arasında oldukça önemli bir yere sahiptir. Çünkü yalnız bize, İslam’a, İslam medeniyetine aittir. Diğer sanatların karşılığı, benzeri veya aynısı başka medeniyetlerde de mevcuttur, lakin, hüsnü hat sanatı böyle değildir, onun yeri bambaşkadır. Sözün yanında manayı, anlamın yanı sıra güzelliği, yararla birlikte ahlakı, estetikle beraber faydayı, yani medeniyetimizin bütüncülük özelliklerini tam olarak onda buluruz. 

Hz. Ali efendimiz, “Hat, üstadın öğrettiğinde gizlidir, devamı ise çok ve sürekli yazmakta, kıvamı da İslam dini üzere kalmakladır” buyurmuştur. Kopmaz bir zincir halinde üstad-talebe irtibatının en güzel numunelerini  hat sanatımızda buluruz. Yüzyıllar içinde gelişirken çeşitleri, güzellikleri ve açılımları artmış, yeniden ve yeniden İslam’ın malı olmuş ve dinimizi en iyi şekilde tebliğ etmiştir.

Kutsal kitabımız Kur'an, hadislerimiz, âlimlerimiz ve şairlerimizin en güzel eserleri birer şaheser olarak hat sanatı ile kaleme alınmıştır. Camilerimizin en güzel, içte ve dışta en göze görünür yerleri sülüs yazının, muhakkak hattının en mükemmel örnekleriyle süslenmiştir. Ve en önemlisi, evet, hem süslenmiş, hem de ayet ve hadislerimiz bu yolla ilan edilmiştir.

Sonsuz alem, öte dünya yolculuğunun ilk durağı olan kabirlerimiz ve mezar taşlarımız, şiirin ve hat estetiğinin doruklarıyla süslü olarak daha bu dünyada cennet gibi değil midir? Kapılarımızın, mekteplerimizin, medreselerimizin ve meydanlarımızın en güzel yerlerinde ya bir talik şaheseri ya da bir sülüs istifinin en muhteşemi, ya da kufi hattının bir başyapıtı mutlaka bulunmamış mıdır? 

Tüm bu örnekler, hat sanatının başlangıcından bugüne, ne kadar zor bir sanat olursa olsun, insanla iç içe bütünleşerek ve büyüyürek bizlere ulaştığını gösterir. Yakın zaman ve günümüzde kaleme alınan hat eserleri de, bu sağlam kültür ve birikimle desteklenerek yeniden can bulmakta, özellikle son on yılda, ülkemizde ve dünyada, daha da önemsenerek kuşaktan kuşağa aktarılmaktadır.

Hat sanatının tekniklerinden bahseder misiniz?

Hüsnü hat sanatı bir çok teknikle icra edilmektedir. Ben burada detaya girmeyeceğim fakat ana tekniklerin en bilinenleri arasında, mürekkeple yazmak (klasik) ve altın tozu kullanılarak icra edilen zerendüd tekniği sayılabilir. Katı sanatı ve ebru sanatı da hat sanatının icrasında kullanılan diğer önemli tekniklerdendir.

Son dönemde hat, tezhip vs. sanatlara ilgi artmış gibi görünüyor, sizce de öyle mi yoksa kemmiyet arttıkça keyfiyetin düştüğü kanaatinde misiniz?

Sizinde ifade ettiğiniz gibi son dönemlerde hat sanatına ilgi ve alaka artmıştır ve  bu ilgi daha da artacak gibi gözükmektedir. Son 100 yıllık geçmişimizde yaşananlar sebebi ile hüsn-i hat sanatının hayatımıza yansıttığı en güzel ışıkların üzerini bulutlar örtmüştü. 

Son on yılda, ülkemizde gelişen farkındalıkla, bu bulutlar bu sanatımızın üzerinden kalkmış ve yeni neslin bu sanata olan ilgisi eskiye nazaran oldukça artmıştır.

Bu sanata olan ilginin artması, hüsn-i hat sanatının keyfiyetine zarar vermez. Çünkü hat sanatının temelleri çok sağlamdır. Her tarzın ve harflerin noktalarla ölçülendirilmiş karşılığı vardır. Bu zorlukları aşarak, hat sanatını profesyonel seviyede yapma durumuna ulaşan her kişi, sayıları ne olursa olsun, bir çoğunluğun arasında kaybolmaktan ziyade, bu sanatın icrasına güzel bir katkıda bulunuyor olacaklardır. Bu durum, iş iyi yapıldığı sürece, bir zarar ya da olumsuzluk teşkil etmez. Aksine, yeni nesillerin de buna ilgisini arttırarak, sanatın geleceğe taşınmasında köprü vazifesi görür.

Sizin  eserlerinizde de olduğu gibi hat sanatında modern yorumlar deyince neler söylemek istersiniz?

Geleneksel dönemimize ait bu sanatın, günümüz sanatkarlarının ellerinde yeniden yorumlanarak geçmişle bir köprü kurulması, sanatın dünü, bugünü ve yarını boyutlarında, insan için bir gerekliliktir. Zira, bu sanat dalı, İslam ve Batı dünyası başta olmak üzere, büyük bir kesim tarafından her zaman ilgi ile izlenmektedir.

Bu anlamda, modern hat sanatı, günümüzde yeni yeni canlanmaya başlamış olan bir sanat dalıdır. Bu durum sadece Türkiye için değil, tüm dünya için geçerlidir. Çünkü bugüne dek, hat sanatında, klasik çizgide harikulade örnekler verilmiş olsa bile, çağdaş alanda gerçekleştirilen denemeler oldukça azınlıkta kalmıştır. 

Zamanın değişimi, o dönemin şartlarına uymayı gerektirdiği gibi, bu değişim bugün hat sanatına da yansımıştır. 

Modern hat sanatı olarak kaleme aldığımız hat eserleri, yaklaşık 7 yıl süren klasik hat sanatı eğitimi ve reklam sektöründe gerçekleştirdiğimiz kreatif tasarımların, bilgisel ve tasarımsal birleşimi, tecrübesi üzerine bina ettiğimiz eserlerdir. 

Kaleme aldığımız eserlerde, klasik hat sanatına benzer ve farklı olarak, çeşitli yöntemlerle eser vermek mümkündür. Bunları iki grupta toplamak istersek, birinci grupta,  klasik hat sanatında kullanılan Arap alfabesi ile oluşturduğumuz, görsel anlamda harflere farklı  grafiksel çizgiler ve yorumlar geliştirdiğimiz çalışmalardan bahsedilebilir. 

İkinci olarak da, Arap harfleri ile Latin alfabesini sentezleyerek oluşturduğumuz eserler örnek gösterilebilir. Sağ taraftan bakılınca Arapça Allah, sol taraftan bakılınca “God” olarak okunan, zerendüd tekniği ile kaleme aldığımız eser, bu senteze bir örnektir. Yine aynı  zamanda, bir yaprak tasarımının içerisinde, iç içe geçmiş Arapça ve Türkçe ayrı ayrı yazılmış olan “Allah” lafzı da, bu düzlemde oluşturduğumuz eserlerden bir diğeridir. 

Çağdaş hat sanatından bahsederken, bu sanatın eğitim sürecine de kısaca değinmek gerekir. Birinci olarak, hat sanatı hangi şekilde icra edilmek istenirse istensin, uzun yılların emeğini gerektiren klasik hat sanatı eğitimi almak, değişmez ve zorunlu bir şarttır. Çünkü, harflerin özündeki ahenk, ancak bu eğitimin desteği ile keşfedilebilir. Aksi takdirde, kaleme alınan eserler, kendi içlerinde bir sanat değeri taşısalar da, hat sanatının temel çizgilerinden eksik kalmaları muhtemeldir ve bu halleri ile, hat sanatı eseri grubuna dahil edilmeleri güçtür. 

Modern hat sanat› eserleri düşünülecek olduğunda gerekli olan  bir diğer özellik ise, iyi bir grafiksel eğitim sürecinden geçmek ve bu eğitimin yanında, kreatif bir düşünce dünyasına sahip olmaktır. Bunların yanında, klasik sanatlar, kendi içinde de çok zor olmasına rağmen, yeni yollar denenmesi, yeni imkanlar araştırılması, bu sanatların teorik arka planının iyi bilinmesine ve modern dünyada sanat adına yapılanların dikkatle ve bilgiyle takip edilmesine bağlıdır. Bu şartlara uyulmadan yapılan çalışmalar, sıradan kolajlar olmaktan öteye geçemez. Bir yandan geleneği bütün safiyetiyle koruma, bir yandan da onu yeniden üreterek hayatımızın bir parçası haline getirme zorunluluğu vardır.

Çünkü, modern hat sanatı, insana boş bir vadi sunar. Sanatçının önü geniş ve uçsuz bucaksız bir yoldur. Sınırları, klasik hat sanatı kadar keskin değildir. Böyle serbest bir ortamda, orijinal ve sağlam bir eser ortaya çıkarabilmek için, farklı denizlerde dolaşan, farklı görsel öğeleri, değişik çizgilerle harmanlayan bir zihne sahip olmak gereklidir. Bu özellikleri doğru bir şekilde barındıran eserler, klasik hat çizgisinin izlerini sağlam bir şekilde taşıması ve zihnin farklı katmanlarında dolaşan renk ve çizgileri barındırması sebebi ile, modern sanat ve klasik hat sanatının mümtaz birer örneği olma sıfatına haiz olacaklardır. Böylelikle, geçmiş ve gelecek arasında kurulan köprü sağlamlaşacak, dünü ve bugününü iyi şekilde bilen şimdiki ve gelecek nesiller, bu ruhsal birikimden aldıkları güçle, daha güzel işleri başarmaya muvaffak olacaklardır.

 Bu sanatı icra etmek isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir?

Bu sanatı icra etmek isteyenlere tavsiyem şudur; öncelikle mürekkep yalamalılar.  Yani  klasik hat eğitimi almalılar.

Hat sanatını klasik  ya da modern olarak, ne şekilde icra etmek isterseniz isteyin, öncelikli olarak  kendine özgü terbiyesini almanız gerekir. Bu terbiye de üstad-talebe ilişkisiyle kazanılır. Mümkünse küçük yaşta başlamak, hızlı yol almak için idealdir. Ancak, kişinin, bu sanat yolunda ilerlerken en önemlisi,  azim, sebat, sabır ve aşk gibi duyguları  tatması gerekir.

Hattatlığı bir yaşam biçimi olarak görürsek hat sanatının insan idrakinin ve haletinin olgunlaşmasına katkısı nelerdir?

Başlangıçta bahsettiğim gibi, Hz. Ali Efendimiz, “Hat, üstadın öğrettiğinde gizlidir, devamı ise çok ve sürekli yazmakta, kıvamı da İslam dini üzere kalmakladır” buyurmuştur. Sanatçı iç dünyasındaki pınarı meşkle dışarı akıtır. Gönlü ne kadar temiz olursa, sunduğu eserlerde o kadar duru, saf ve etkileyici olur. Nefisteki olgunluk eserlere yansır. Nefsin olgunluğu da islam üzere yaşamakla mümkündür.